Aydın Basım’da Magnet, Oto kokusu, Mouse Pad, Masa Sümenleri ve daha bir çok ürün tarafımızca hizmetinize sunulmaktadır. Ürünlerimiz, bünyemizde bulunan en iyi cihazlarla uzman ekip arkadaşlarımız tarafından üretilmektedir. Hazırlık aşamasında en ince ayrıntısına kadar incelenen ürünlerimiz, özenle dizilmekte ve paketlenmektedir.
Baskıda Kalite, Ekonomik Fiyatlar ve Kaliteli Hizmet anlayışı ile Aydın Basım en iyi promosyon ürünleriyle hizmetinizde…
Aydın Basım’da Fiber Lazer Markalama Sistemleri ile her türlü metal yüzeye
lazer baskı yapıyoruz.
Ürünümüzün sahip olduğu teknik özellikleri;
30 W Alman Markalama Lazeri, Alman Lazer Kafa,
110 x 110 mm Tarama Alanlı Yüksek Kalite Lens,
Hızlı Markalama ve Kırmızı Işık Lazer
Kendi makinemiz olan Aydın Lazer ile kalem, anahtarlık, anahtar ve daha bir çok metal cisme; hızlı üretim ve düşük maliyetli fason markalama uyguluyoruz.
Oto
kokusu araçlarda ortamı ferahlatmak ve havasını değiştirmek için kullanılan
malzemelerdir. Farklı tasarım, malzeme ve kokulardan üretilebilir. Aydın Basım
yılların verdiği tecrübeyle bu alanda üretime ve geliştirme faaliyetlerine
devam ediyor.
Günümüzde
promosyon ürünlerinin genelinde olduğu gibi, oto kokularında da kullanım alanı
sadece otomobillerle sınırlı değildir. Firmalar genelde, doğrudan otomobil
sektörünü hedef seçse de müşteriler ve bir süre sonra gelen talepler artık bu
kuralı bozmaktadır. Evlerde, iş yerlerinde ve banyolarda da kullanılmak üzere
oto kokuları üretilmektedir. Göze hitabı ve kalıcılığı oto kokularını en etkin
promosyon ürünleri arasına yerleştirmiştir.
Bu
denli önemli bir promosyon ürünü olan oto kokularının kalitesi ve kalıcılığı da
çok önemlidir. Koku duyusu çok hassas bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, ürün
üretiminde sağlık yönünden çok dikkatli davranılmalıdır. Oto kokularımız,
sağlık bakanlığı onaylı ve herhangi bir sağlık sorunu oluşturmayacak biçimde
üretilmektir. Üretimin son aşamasında özenle paketlenen oto kokuları, en
hijyenik halde müşteriye sunulmaktadır.
Firmalar
ya da kişiler; tasarımlarını, görsellerini ya da logolarını oto kokuları
üzerine bastırarak hedef kitleye ulaşırlar. Koku insanların hafızasında yıllarca
yer edebilir ve aradan uzun zaman geçse bile koku sayesinde
hatırlanabilirsiniz. Bu özelliği yüzünden oto kokuları en sevilen promosyon
ürünlerindendir.
Oto
kokusunun, firmalar ya da kişiler tarafından tercih edilmesinin bir sebebi de
oldukça hesaplı oluşudur. Düşük maliyetle üretilmesi, kolayca yayılması,
kullanımının araçlarla sınırlı olmaması oto kokularını oldukça cazip hale
getirmiştir.
Araçlara
tekrar dönecek olursak, otomobillerde koku çok büyük bir sorundur. Günümüzde
bir çok otomobil üreticisinin bünyesinde ‘’Burun Ekibi’’ adıyla çalışan
birimler bulunmaktadır. Bu ekipler, ‘’Araç kokusunu nasıl azamiye indiririz?’’
ya da ‘’Doğala en yakın kokuyu nasıl sağlayabiliriz?’’ sorularının üzerine
çalışmaktadır.
Şuan
için bu sonunun bir çözümü bulunabilmiş değil. Araçların üretiminde kullanılan
malzemelerden dolayı oluşan koku en aza indirgense de, en doğala yaklaştırılsa
da tamamen ortadan kaldırılabilmesi mümkün görünmüyor ve tek tip bir koku
yakalanamıyor. Koku zevki ve algısı da kişiye özel olduğundan, şuan sorunun en
yakın çözümü oto kokularında görünüyor.
Güneşli
günlerde otomobillerdeki kokunun iyice ağırlaşması da oto kokusu tercihindeki
bir başka etkendir. Kapalı ortam sıcaklıkla birleştiğinde önlenemez bir kokuya
dönüşmektedir.
Aydın
Basım olarak en ideal çözümü, müşterilerin kendilerini rahat ve ferah bir
ortamda hissedecekleri oto kokularında görüyoruz. Oto kokularıyla hem
müşterilerinizin havasını değiştiriyor hem de gözleri önünde oluyorsunuz.
Bisikletimi aldım ve bir kafeye geçtim. Tebdil i mekanda hayır vardır bence. Fakat bu
sizi yanıltmasın, hala Aydın Basım’daki işime devam ediyorum. İnternet olduğu müddetçe
işlerime devam edebiliyorken nerde olduğumun bi önemi yok.
Promosyonculuk çok zevkli bir iş. Bu sektörde, promosyon adına gerekli şeylerin iyi tespit edilmesi
gerekiyor. Dışarda çalışırken, aslında kişilerin ve kurumların nelere ihtiyacı
olduğunu daha net görüyorum. Bu şekilde gerekli çözümü üretmek kolaylaşıyor. Benim için gerekli ilhamın, bir masanın başında oturup gelmesini beklemiyorum; o geldiğinde ben hazır oluyorum.
Şuan bir kafede oturuyor olduğuna bakmayın. Gerçek hayatta bir dükkanınız olabilir ama bu sizi bulunduğunuz yerle kısıtlar. İnternette açılan bir mağaza sizi dünyaya taşır. Bulunduğunuz yerin gerçekten bi önemi
yok. Mesela şuan Antalya’dan bir müşteri ile görüşüyorum ve mağazamdaki
ürünleri inceliyor. Aynı anda birçok yerde olabilecekken, dünyalarımızı neden
küçültelim ki…
Her birimiz doğayı, tarihi, farklılıkları hep bize
gösterilen ve nedense hep de bizden çok uzakta olan yerlerde ararız. Bir bisiklet
alın ve yaşadığınız yere şans verin. Uzakta aradığınız her şeyin aslında kendi
Günümüz insanı metropol hayatına iyice adapte olmuş durumda
ve kimse etrafına bakmıyor. Aslında hayatlarımız çekilmez halde ama bunu fark
edemiyoruz bile. Zihnimiz sürekli meşgul ediliyor ve birçok şeyi görmüyoruz.
Bakmak ve görmek tabirinin en çok anlam kazandığı dönemdeyiz sanırım. Her gün
birçok şeye bakıyoruz; binlerce insan, reklam, iş vs… Ama görmemiz gereken
hiçbir şeyi göremiyoruz. Galiba modern dünyada uyku kavramı bu olsa gerek.
Tabii ben bu insanlardan biri olmadığımı söylemiyorum. Ama
yaşadığım yerde beni bu keşmekeşten az da olsa kurtaran bir şey vardı; Evimin
balkonu… Hala ayakta kalmış küçük bir bahçeye ve biraz da Haliç’e bakıyor. Bu
balkon her zaman kurtarıcım olmuş ve bana bir şeylerin yanlış olduğunu
hatırlatmıştır…
Yine de iş hayatına döndüğümde karmaşanın tam ortasında
buluyodum kendimi. Esasında çoğumuzun yaptığı şey bu; tüm gün masa başında oturup işlerimizi
rutinden kopmadan halletmeye çalışmak. Her gün işe gelip tüm gün oturmak, bi
önceki günü tekrar etmek ve farkında olmadan hataya düşmek… Geçmişe
baktığımızda hatırlayacağımız tek şey gerçekten de tek bir şey olacak; o da
odalara kapanıp sanal olanı ısrarla gerçeklik yapmaya çalışmak… Varolan,
sunulmuş özgürlüğü binalara hapsetmek...
Bir ihtimal daha vardır her zaman… Açıkça gözüken bir şey
bu… Nerdeyse tüm işlerimizde sadece interneti kullanırken, neden bir yerlere
hapsolmak zorundayız?
Sorgulamalarla ve sorularla hayatıma devam ederken,
günlerden bir gün Aydın Basım olarak Delta Bisiklet’e hazırlamak üzere promosyon
işi aldık. Bisiklet yıllar sonra tekrar karşıma çıkmıştı… Ya da ben de herkes
gibi görmüyordum…
Çocukluğumda elime eski bir bisiklet geçmişti. Evin
salonunda debelenerek öğrenmeye çalışmış, sonra da Haliç sahilinde bol bol
düşerek bu süreci tamamlamıştım. O zamanla ilgili en net hatırladığım şey,
defalarca düşmeme rağmen hiç düşmemiş gibi tekrar kalkıp o bisikleti sürmeye
çalışmamdı… Çocuk olmanın en güzel yanı buydu; denemekten korkmamak…
Zaman geçti, ben büyüdüm ve hayat bizler için daha karmaşık
hale geldi… Ama aldığımız iş bana yeniden bazı şeyleri hatırlattı… Ve ufak bir
araştırma sonucu yakında gerçekleşecek bir fuar etkinliği gördüm. İçinde
bisikletin de bulunduğu bu fuara gitmeye karar verdim.
Tüyap’a gittim. Toplu taşıma araçları, trafik, kalabalık…
Her şey tam anlamıyla boğucuydu. Fuarın girişinde beni Delta Bisiklet
karşıladı… Bir anda o kadar bisikleti görünce kendimi çocuk gibi hissettim ve
karar verdim; bir bisiklet alıcam ve bunu bir şekilde işime dahil edicem.
Aydın Basım’da günlük işlerimi zaten internet kullanarak
yapıyordum. Gelişen internet dünyasında işlerimi kolaylaştıran KMK ve birlikte
çalıştığım Aydın Basım da bana fikirlerim konusunda destek verdi. Sonunda benim
için yeni olan bir düzene başlamaya karar verdim.
Önemli olan ilk adımı atmaktır, gerisi kendinden gelir.
Bizim gibi insanlar için belki radikal bir karar ama tıpkı çocukken yaptığımız
gibi denemekten korkmamak lazım…
Bir bisiklet aldım ve yeni bir adım attım. Beni neler
bekliyor bilmiyorum ama artık bir yere bağlı kalmadan hem bisikletle gezip hem
de çalışabileceğim bir hayata başladım.